Son zamanlarda dolu önleme amacıyla “dolu topları ya da dolu savar makinaları” gündeme getirilmektedir. Bu konu belli pazar payı da oluşturmuştur. Gelişen durum karşısında Odamızdan “Dolu zararlarından korunmak için dolu topları” ile ilgili sorular sorulmaktadır. Dolu topları konusunda Odamıza sorulan sorular konusunda kamuoyunu bilgilendirmek ve vatandaşlarımızı aydınlatma ihtiyacı doğmuştur.
Dolu topları ile ilgili konu zaman zaman gündeme gelmektedir. Daha öncede bu konuda bilgilendirme yapmamıza rağmen yeni bir açıklama yapılması zorunlu olmuştur. Bu konuyu açıklığa kavuşturmak amacıyla öncelikle dolu oluşumunun fiziğine bakmak gerekiyor.
Dolu Oluşumu;
Dolu, Kümülonimbus bulutlarında oluşur. Bu bulutlar yerin çok sıcak olduğu zamanlarda ani gelişen bulutlardır. Bu bulutların taban seviyesi yerden 100 m ile tropopoz seviyesine yani 10-11 km seviyesi arasında gelişebilir. Bulutun taban seviyesinde sıcaklık pozitif değerde iken bulutun tepe kısımlarında sıcaklık -40 0C ye kadar düşmektedir. Atmosferde saf su damlacıkları -40 0C kadar donmayabilir. Bulutun üst seviyesinde sadece buz kristalleri bulunur. Bulut içerisinde çok kuvvetli düşey hava akımları vardır. Düşey hava akımlarıyla bulutun içindeki buz ve aşırı soğumuş su damlacıkları düşey olarak taşınırken birleşerek sürekli büyürler. Bulutun içerisinde sürekli büyüyen dolu tanesi bulut içerisindeki düşey hareketin taşıyamayacağı büyüklüğe ulaştığında düşmeye başlar.
Dolu yağışı ülkemizde özellikle mart-temmuz ayları döneminde görülmektedir. Bulut içerisindeki düşey hızın yaklaşık 90 km/saat hıza ulaşması ve damlacığın 5 -10 dakika bu hareketin etkisinde kalması durumunda dolu tanesi golf topu büyüklüğüne ulaşabilir. Bulutların oluştuğu bölgeler ile mevsimsel zamanlarda atmosferin yanı sıra çevre koşullarına ve topoğrafik yapıya bağlı olarak, bulutun gelişim özelliğine göre düşey hareketler çok farklı olabilir. Bulutun içindeki düşey hareket hızı ile tabanı ve tepe noktasının değişmesine bağlı olarak dolu taneciklerinin boyutları değişir.
Dolu Zararları;
Dolu düştüğü tüm yüzeyde bulunan her şeye zarar verebilir. Bunlar araçlar, çatılar, tarımsal ürünler, her türlü bitkiler gibi. Özellikle çiftçiler açısından önemli maddi kayıplara neden olmaktadır.
Bulutlara Müdahale;
Yağış oluşturmak ve yağışları etkilemek kardeş işlemdir. İki durumda da bulutlara içeriden müdahale edilmesi gerekir. Bu konudaki tartışmalar çok eski yıllara dayanmaktadır. Havayı kontrol altına almak çok uzun yıllardır insanoğlunun hayalidir. Yıllardır havayı kontrol altına aldığını söyleyen kişiler ve şirketlere rastlanılmaktadır. Bu şirketler, insanların yaşamında çok fazla yer edinen ve ekonomik olarak yaşamı etkileyen sel, don, buzlanma ve havaalanları için sisi ortadan kaldırdığını belirtmektedirler.
Bulutlardan yağış elde etmek ya da bulutların yağış oluşturma özelliklerini değiştirmek için öncelikle bulutların fiziksel özelliklerinin bilinmesi gerekir. Bulutun özelliğini değiştirilerek, yağış oluşturmak için bulut tohumlamada gümüş iyodür (AGI) ya da suni yoğunlaştırma çekirdekleri bulut içerisine uygun zamanda bırakılır. Kısaca bulutun özelliğini değiştirebilmek için bulutun içerisinden iç enerjisine müdahale etmek gerekir. Kısaca, dolu oluşumunun engellenebilmesi için bulutun özelliğini bilerek buluta gerekli teknik özelliklere göre müdahale edilmesi gerekir. Günümüzde bu çalışmalar araştırma aşamasında yürütülmektedir. Ekonomik anlamda uygulanabilirliği yoktur.
Dolu Toplarının/ Dolu Savarların Çalışması;
Bu aletlerin, 1 ila 10 saniyede bir yüksek ses çıkarılarak atmosferdeki dolu tanelerinin oluşumunun şok dalgası ile bozduğu ve ayrıca etilen gazını da buluta göndererek bulutun yapısının değiştirildiği iddia edilmektedir. Ses dalgalarının toptan yükselip gökyüzüne doğru dalgalanmasıyla havadaki dolu tanelerine dönüşmeye hazır su damlacıklarının parçalandığını ve suyun yağmur veya sulu kar olarak düşmesine neden olduğu söyleniyor. Kısaca bu cihazlar yüksek ses ile dolu tanelerinin oluşumunun engellendiği belirtmektedirler.
Tarihte Ses Çıkaran Aletler;
Orta Çağ insanı çanların hem sesleri hem sessizlikleriyle havayı etkilediğine ve fırtınaları yönlendirdiğine inanıyordu. Fransa’nın şarap üretim bölgelerinde, yaklaşan fırtınalar öncesinde geleneksel olarak kilise çanları çalınırdı.
Bilimsel Açıdan Bakıldığında;
1-Gök gürültüsü, çok daha güçlü bir ses dalgasıdır ve genellikle dolu üreten fırtınalarda bulunur. Ancak bu seslerin dolu tanelerinin büyümesini bozmadığı bilinmektedir.
2- Bazı gazların buluta gönderildiği belirtilmektedir. Fırtınalı hava koşullarında gazın uzak mesafelere korumasız nasıl gönderilebilir? Fırtına olmasa da herhangi bir gazın çok kısa mesafeye gönderilmesi mümkün değildir.
3- Bilim insanları tarafından devam eden bulut tohumlara çalışmaları bile hala araştırma aşamasındayken, bilinmedik bir usulde bulutların özelliği değiştirildiği belirtilmektedir.
4- Bu yöntem bulut fiziği ile açıklamamaktadır.
Bilimsel olmayan bu durumlar karşısında bilimsel bir ifade kullanmanın ne kadar zor olduğunun bilinmesi gerekir. Bu cihazların etkinliği lehine hiçbir kanıt yoktur.
Jon Wieringa ve Iwan Holleman’ın Meteorologische Zeitschrift dergisinde 2006’da yaptığı bir inceleme, çeşitli olumsuz ve kesin olmayan bilimsel ölçümleri özetleyerek “topların veya patlayıcı roketlerin kullanılmasının para ve emek israfı olduğu” sonucuna varmıştır.
Colorado, Boulder’daki Ulusal Atmosfer Araştırmaları Merkezi’nde bulut fiziği uzmanı olan Charles Knight, 10 Temmuz 2008 tarihli bir gazete makalesinde “Bilim camiasında dolu toplarını doğrulayacak kimseyi bulamıyorum, ancak her türlü şeye inananlar var” diye belirtmektedir.
İTÜ İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu; Dolu savar uzun boru gibi bir şey. 10 km mesafeden gönderilen etilen gazı ile doluyu yağmura dönüştürülmesi, böyle hava koşullarında gazın böyle bir gazı gitmesi mümkün mü?” diye sorarak, aynı alana tekrar tekrar dolu yağması meteorolojide çok sık rastlanan bir olay olmadığından, “işte biz doluyu engelliyoruz” diye reklam yapıyorlar ve yağmayan doluyu sanki onlar yağdırmamış̧ gibi, eğer bir dolu yağışı da olursa “doluyu tamamen parçalayamadı, ama küçülttük” diyerek hayal satmaya devam ettiklerini, meteorolojik okur yazarlığın çok düşük olduğu gelişmemiş ülkelerde bu yöntemlerin bir çeşit ”umut tacirliği” olduğunu belirterek, bu uygulamalara inanılmaması gerektiğine dikkat çekmektedir.
Dünya Meteoroloji Örgütü’ne (WMO) göre, bu yöntemin dolu korumasında tamamen işe yaramadığı kanıtlanmış olmasına rağmen, bu ürünleri çiftçilere öneren kişi ve şirketler hala bulunmaktadır. Asıl önemlisi bu kişilere kamunun engel olmamasıdır. Çiftçiyi korumak amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı çiftçileri ve çiftçi birliklerini bilgilendirmeli ve uyarmalıdır.
Sonuç;
Dolu topu, dolu bombası ya da dolu savar olarak sunulan sistemlerin bilimsellikle hiçbir ilgisi yoktur.
19. yüzyılda başlarında, fırtınayı haber vermek için Kilise Çanları çalarak insanlar sesle uyarılırdı. Fırtına öncesi sesle uyarmak amacıyla kullanılan yöntem, günümüzde dolu önleme yöntemi olarak sunulmaktadır. Dolu zararlarından korunmak için “dolu topları, dolu bombası ya da dolu savarlar” zaman ve para kaybından başka bir şey değildir. Günümüz koşullarında dolu zararlarından korunmak için örtü kullanılması ile tarım sigortası yaptırılması gibi önlemlerin alınması gerekir.
TMMOB
METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI